16 Kasım 2012 Cuma

Hoş gelsin sana yeni hayat...

    Lise 1'in ilk günü... Ortaokul kadrosundan farklı olarak sınıfa yeni bir kız gelmiş, hepimizin pileli okul eteği dizimizin bir karış üzerindeyken onunki tam tersi. Çömez olduğu daha buradan belli. Eli, yüzü düzgün maşallah boyu da var. İlk izlenim bu kadar.

    Lise son... O kız ile kakara kikiri keyifli, zaman su gibi akıp geçiyor, eğleniyoruz. Zaten çok şeyin farkında değiliz ne de olsa ergeniz.

    Farklı üniversiteler, yaşanmışlıklar... Ayda bir Cadde'de buluşup günü kurtarmalar, sınırlı paylaşımlar...

    Düğün... Üniversiteler bitiyor, o kız hayatın başka bir kulvarına zıplıyor ve evleniyor. Hala bilinmezlik var... Mutlu mu, mutsuz mu? Hala görüşüp güzel zaman geçiriliyor; eski günler, eski aşklar yad ediliyor artık büyüdük...

    Karakterimiz oturuyor... Yıllar geçiyor, ikimizin de cepleri keşkelerle dolu... Ama şimdi biliyoruz ki o keşkeler bizi biz yapıyor, zaman zaman kavuruyor, büyütüyor.

İtiraf... Sonra o kız sonunda kalbini açıyor. İlk kez tüm bilinmezliklerini bilinir hale getiriyor. Puzzle'ı tamamlıyor. Şaşıp kalıyorum yaşanmışlıklarına... İlk kez onu tanıdığımı hissediyorum... Ne güçlü bir kızmış, ne olgun...

Şimdi... Onu tanıdığımı sandığım yıllar geride kalıyor artık onu tanıyorum, onun ne istediğini bundan sonra hayattan ne beklediğini biliyorum. Ona kızıyor muyum yeri geldi mi evet çünkü onu çok seviyorum.

O kızın yeni hayatının ilk günü bugün, bizim için doğum günlerinin pek manası yoktu, hala da yok. Çizilen yolların önemi var, yeni başlangıçların...

Kaç yıl oldu saymıyorum önemi de yok çünkü önümüzde uzun bir ömür var. Doğrularımızla, yanlışlarımızla, bazen de kavgalarımızla hep ama hep el ele yürüyeceğimizi biliyorum.


İyi ki doğmuşsun!





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder