İnci Pastanesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İnci Pastanesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Aralık 2012 Salı

Elimde çok fazla pişmanlık var, isteyen?

Benim upuzun bir pişmanlık listem var.
Daha kullanılmamış tuvalet kağıdı rulosu kadar kalın. 
Geri dönüşü olmayan, zamanı geçmiş pişmanlıklar.
Pişmanlık öyle bir şey ki geçiyor, gidiyor sanıyorsun ama içine mıhlanıyor.
Birçok şey için çok pişmanım, keşkeler'den nefret ediyorum.
Listem sadece kabarıyor ben sadece uzaktan, yarı açık gözlerimle izliyorum...

Kamusal pişmanlıklarımın top 3 listesi:

Çocukluktan kalma en büyük pişmanlığım Barış Manço... Adam Olacak Çocuk'a neden gitmedim, neden O'na sıkıca bir sarılmadım, neden hadi hediyelerinizi alın dediğinde hızlıca koşup en kocaman paketi kapmadım...

Sonra Lefter... Dede kavramına hakim olamayanlar için futbolcudan çok öte olmuş Ordinaryus... Ben nasıl gidip bir kez sarılamadım, bir fotoğraf çektirmedim... 

Şimdilerdeyse İnci Pastanesi... Daha on, on beş gün önce yolum Taksim'e düştüğünde İnci'nin önünden geçerken "Hadi bi profiterol patlatayım" diye içeri yönelirken "Saat geç oldu ya trafiğe kalmadan karşıya geçeyim." dedikten sonra kapının eşiğinden döndüğüm yer.
Keşke yeseymişim, keşke profiterolümün fotoğrafını çekip twitter'a, sağa sola yükleseymişim. Keşke cebime bir anı daha atsaymışım.

                                 

Hayat çok kısa, ertelemek konusunda profesörlük mertebesine erişmiş biri olarak arada böyle geliyorlar işte daralıyorum, bunalıyorum.

Unutmamam gereken şu: Hayat sadece kurulmuş saati erteleyince güzel.