Akşam saat 6 civarı, n'apıcağım konusunda kararsızım. Ya kahve içip kitap okuyacağım ya da İstanbul Modern'e sergi açılışına gideceğim. Açılışları, lansmanları seviyorum ama kendi adıma bu kadar kültürel bi açılış olarak ilk olacak, e tabii bir de yalnız başımayım ondan biraz daha gerginim.
Yaparsın sen Mayni, aslansın kaplansın söylemlerimle birlikte atladım Karaköy vapuruna, vapur sanki sabah 6:15 Beşiktaş vapuru, öyle sakin öyle durağan. Vapurdan inip Karabatak'tan kahvemi de alıp İstanbul Modern'e doğru yürümeye koyuldum. Tam otoparka girdim ki polis arabaları çıkmaya başladı, oooo dedim ağır abiler açmış sergiyi, sonra Antrepo 4'e doğru yürümeye başladım, önümdeki topuklu ayakkabılarının ellerinden aldığı özgürlüğü telafi etmek için kol kola girmiş yürüyen bayanları sollayarak; "ya beni kot pantolonluyum, spor ayakkabılıyım diye içeri almazlarsa?!" kısa paniğiyle birlikte kendimi içeri attım.
Alt kata indim ve ne göreyim salı pazarından hallice... Korkunç bir uğultu fakat bunun yanında herkes nasıl şık nasıl hoş. Merdivenlerde durup hey millet "ÇA VA" demek çok istedim. Amacım Fransızlar'a bir kez daha samimiyetimizi ispatlamak, ayrıca nasıl bu kadar zayıf olduklarına bir kez daha sinir olmaktı.
Sonra keşke gelmeseydim, ben bu kadar kalabalıkta sergiyi gezsem de bir şey anlamam ki diye hayıflanırken karşıma Bülent Eczacıbaşı çıktı. O da sergiye yeni teşrif ediyordu hemen en kocaman gülümsememle kendisini sergi küratörü edasıyla selamladım. Keyfim yerine geldi. Hızlıca bir tur attım, açıklamalara kısaca göz attım ve bayıldığım portrelere en kısa zamanda yeniden geleceğimi söyleyerek eve doğru yola koyuldum.
15 Ocak - 16 Mayıs tarihleri arasında sergiyi gezebiliriz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder