9 Nisan 2012 Pazartesi

Romeo ve Juliet halt etmiş, gerçek aşk dedikleri Dom ve Fiona'nın Aşkı: AŞK PERİSİ

    İstanbul Film Festivali tüm hızıyla devam ediyor. Festival süresi boyunca kendimi hep başka biriymişim gibi görüyorum; bir gün uçan kahraman, bir gün Porto Ricolu bir nine, bazen de her şeyden vazgeçmiş, ilgi çekmeye çalışan bir ergen. 


Uyku düzeni ile uzun zamandır arası açık olan biri olarak bazı filmlerde göz kapaklarımı açık tutabilmek için çok efor sarf ettiğim doğru ama Rexx'in rahat koltuklarında sızmışlığım da olmadı değil. Açıkcası o uykunun tadı da bir başka oluyor.


    Kötü filmler, iyi filmler; filmi beğenmeyip yarıda bırakıp kaçanlar, film bittikten sonra etkisi hemen geçmesin, bitmesin diye salondan en son çıkanlar... Bunların hepsi festivallerin güzellikleri...


               

Kendim gibi olan filmlere denk geldiğimde o kadar mutlu oluyorum ki filmden çıkınca ayaklarımı havada birbirlerine çarpa çarpa koşmak istiyorum. Tesadüfen denk geldiğim ''Aşk Perisi'' de o filmlerimden biri oldu.


                 

Film o kadar naif ki, evet naif olan filmleri zaten yazma gereği duyuyorum ama bu film çok başka. Peri olan ya da olduğunu sanan bir kadının ve periden üç dilek dileme hakkı olan resepsiyonistin hikayesi. Absürd komedi demeye dilim varmıyor ama bir film çekecek olsam ben de Aşk Perisi tarzı bir film çekerdim :)

                 

Dom ve Fiona'nın aşkı bizim gibi sıradan hayatları olan insanlar için oldukça eğlenceli...


İzlemeye değer, izleyin :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder