Dün akşam iş çıkışı Yves Saint Laurent'in hayatını anlatan Yves Saint Laurent'e gittim. Tüm film seçimlerimde olduğu gibi salonda yine yalnızca beş kişiydik.
YSL benim için hep ara bir marka oldu, hep birincilerin arkasından gelen, büyüklerin gölgesinde kalan bir marka... Dior'un asistanlığını yaptığını öğrenince de bu düşüncemde haklı çıktım.
Böyle düşünmemde yıllar önce aldığım YSL göz altı kapatıcısının payı kesinlikle var...
Makyajla tanıştığım yıllarda en önemli makyaj malzemesi tabi ki göz altı kapatıcısıydı. Hepimiz gözüne far tutulmuş kedi gibi dolanıyorduk, hey gidi yıllar :) Bu zamanlarda oldukça pahalı markaların gözaltı kapatıcıları "yaşlanma karşıtı" oldukları için tercih sebebiydi. 20'li yılların başı, yaşlanmak büyük korku! O zamanın parasıyla 89 TL vererek, beş taksitle aldığım YSL kapatıcı... Altın sarısı, kalem şeklinde, janjanından sürmeye kıyamazsın:) Kapatıcımla mutlu mesut günler geçirirken acı gerçek kapımı çaldı! YSL kapatıcım bitti! Normal kapatıcıların yarısı kadar ml'de olduğu gerçeğiyle karşılaştığımda yıkıldım, oysa daha üç taksiti vardı. (Hala boş şişesini saklarım!)
Beni üzdün Yves, hiçbir zaman benim "Love Mark"ım olamayacaksın!
Filmden bahsetmek gerekirse, YSL'nin Dior'un asistanı olduğu yıllarla başlıyor daha sonra kendi ayakları üstünde durması ve tüm bunlar yaşanırken yol arkadaşı ile inişli, çıkışlı aşk hayatını anlatılıyor. Alttan alttan da o yılların Cezayir Savaşı'na da değiniliyor. Yves'in "Benim tek savaşım kadınları giydirmek!" tarzı açıklamaları ile siyasetten ne kadar uzak bir dünya kurduğunu bizlere hissettiriyor.
Son zamanlarda artan modacı filmlerinin arasında yer alan Yves Saint Laurent, tam bir pazar filmi. Belirtmeden geçemeyeceğim Pierre Niney’nin performansı ve Yves Saint'e olan benzerliği karşısında wowww diyeceksiniz, sanki adamcağız dirilmiş!
"Fashions fade, style is eternal." diyen YSL, RIP.
Bitti.
YSL benim için hep ara bir marka oldu, hep birincilerin arkasından gelen, büyüklerin gölgesinde kalan bir marka... Dior'un asistanlığını yaptığını öğrenince de bu düşüncemde haklı çıktım.
Böyle düşünmemde yıllar önce aldığım YSL göz altı kapatıcısının payı kesinlikle var...
Makyajla tanıştığım yıllarda en önemli makyaj malzemesi tabi ki göz altı kapatıcısıydı. Hepimiz gözüne far tutulmuş kedi gibi dolanıyorduk, hey gidi yıllar :) Bu zamanlarda oldukça pahalı markaların gözaltı kapatıcıları "yaşlanma karşıtı" oldukları için tercih sebebiydi. 20'li yılların başı, yaşlanmak büyük korku! O zamanın parasıyla 89 TL vererek, beş taksitle aldığım YSL kapatıcı... Altın sarısı, kalem şeklinde, janjanından sürmeye kıyamazsın:) Kapatıcımla mutlu mesut günler geçirirken acı gerçek kapımı çaldı! YSL kapatıcım bitti! Normal kapatıcıların yarısı kadar ml'de olduğu gerçeğiyle karşılaştığımda yıkıldım, oysa daha üç taksiti vardı. (Hala boş şişesini saklarım!)
Beni üzdün Yves, hiçbir zaman benim "Love Mark"ım olamayacaksın!
Filmden bahsetmek gerekirse, YSL'nin Dior'un asistanı olduğu yıllarla başlıyor daha sonra kendi ayakları üstünde durması ve tüm bunlar yaşanırken yol arkadaşı ile inişli, çıkışlı aşk hayatını anlatılıyor. Alttan alttan da o yılların Cezayir Savaşı'na da değiniliyor. Yves'in "Benim tek savaşım kadınları giydirmek!" tarzı açıklamaları ile siyasetten ne kadar uzak bir dünya kurduğunu bizlere hissettiriyor.
Son zamanlarda artan modacı filmlerinin arasında yer alan Yves Saint Laurent, tam bir pazar filmi. Belirtmeden geçemeyeceğim Pierre Niney’nin performansı ve Yves Saint'e olan benzerliği karşısında wowww diyeceksiniz, sanki adamcağız dirilmiş!
"Fashions fade, style is eternal." diyen YSL, RIP.
Bitti.