Prada Fall 2011

    Prada'nın Prada olmasını sağlayan hareketin Papa'nın Vatikan'da arabaya biner iken uzun elbisesinin altından Prada ayakkabılarının gözükmesiymiş.

Bu eğlenceli bilginin ardından Prada'nın Sonbahar 2011 koleksiyonuna bir göz atalım...

83. Oscar Töreni'ni de Kırmızı Halı'yı da Dünya Gözü ile Gördüm.

    83. Oscar törenini de bitirdik. Çok mu güzeldi? Hayır. Peki ya kıyafetler? Ehh...
Ödüller hakkında da az çok tahminlerim tuttu. Daha izlemediğim halde The King's Speech'in en iyi film olmasından ziyade sonunda Colin Firth'un en iyi erkek oyuncu seçilmesine sevindim. Biatiful da ödül alabilseydi güzel olurdu tabi.

Sunucu olduğunu öğrendiğim günden beri Anne Hathaway'den çok şey bekliyordum. Kırmızı halıda, halıyla birebir renkte Valentino imzalı kırmızı elbisesi ile ''Bugün sunucuyum, törenin gözdesiyim, uyumlu olalım diye böyle giyindim.'' gibi bir açıklama yapmasını bekledim. Ne kadar yorucu bir kıyafetti... Kendisi gecede 7 kıyafet değiştirerek ''buldumcuk'' olduğunu da kanıtlamış oldu. Kıyafetleri arasında en çok Lanvin imzalı smokini beğendim, hatta bayıldım.

    Natalie Portman'ın elbise seçimi Rodarte imzalıydı. Hamile ya da kilolu bayanların vazgeçilmez elbise tarzı. Tüm tombişlikleri sakladığına inandığımız göğüs altından dökümlü, ipek şifon elbise. Mor rengin baskın olacağı bir kırmızı halı beklerken olan morların da tonlarını pek beğenmedim. 

Püsküllü küpeler de Tiffany'miş. Ama o küpeler bu kıyafete gitmemiş be Natalie. Hele de ayakkabılar. Bari ton farkı olsaydı. Mosmorsun. Saçı da çok kötü. Keşke topuz yapsaymış. Evde kendi saçını kendi yapıp gelmiş gibi.

Seyahate Çıkma Nedeni: Britto !

    2 gündür aylak aylak geziyoruz. Plansız cuma akşamının ve cumartesinin kaderi bu. En yakın arkadaşlarımla alışveriş en keyiflisi...Bu aralar bavullar da ilgi alanımız, ben en çok dışı sert, şeker pembesi bavulları seviyorum ama cuma akşamı gördüğüm Britto marka bavuldan sonra liste başım değişti. 

    Rengarenk çizimleriyle beni benden aldı. Özel kiliti sayesinde de polislerde de bu marka her bavulu açan anahtar mevcutmuş , böylelikle patlatmalarına gerek kalmıyormuş (valla bana anlatan kasiyer arkadaşın yalancısıyım).

Romero Britto 1963 doğumlu ve pop-artın en popüler temsilcilerinden. Sanatsal objeler, defterler, makyaj aynaları, swarowski taşlı çantalar, tablolar çalışmaları arasında. Britto ürünlerine YKM ve Cho mağazalarından ulaşabiliriz.

 

Alberta Ferretti F/W 2011 2012

    Pastel tonlardan, açık renklerden gına geldiğinin farkına varan moda renkleri belirleme şirketleri çok şükür ki parlak renklere morlara, pembelere, mavilere geçmiş. Bu arada depresyon rengi olarak bilinen mor rengin Ortaçağ'da asillerin ve azizlerin rengi olarak kullanılırmış. Doğada mor rengin elde edilmesi zor olduğundan önemli kişilerin kıyafetleri mor olabiliyormuş.

Kadife kumaşın iyice moda olması kış ayları için ideal olsa da kadife çizme olayını pek beğenmedim.
Her telden çalarım kreasyonu ile Alberta Ferretti sonbahar kış 2011/2012 koleksiyonu ile karşımızda...

Mary Katrantzou LFW Fall 2011

    Mary Katrantzou'nun etkisinden kurtulmam zaman alacak gibi. Kumaş üretiminin ne kadar meşakkatli bir iş olduğunu az çok biliyorum. Ya teknolojik bir makine var, Mary Hanım'ın çizimleri dijital baskı ile uygulanıyor ve basılıyor ya da hiç bilmediğim bir yöntemi var. Sonuçta bu tasarımlar haute couture ve kumaşlar tonlarca üretilmiyor, bu sebeple maliyeti fazladır.

Tasarımlarına bakıyorum da elbiselerinin modeli ya da kesimi benim hiç dikkatimi çekmiyor çünkü kumaş desenleri o kadar büyüleyici ki... Hatta bu koleksiyonunda ebru sanatından etkilendiğini düşünüyorum, kumaş desenleri bana direkt onu çağrıştırdı.

Londra Moda Haftası'nda en ilgi çekici tasarımcısı tabikide Mary Katrantzou...
Sonbahar 2011 koleksiyonu ile karşımızda.

Ara beni öptüm seni seni, çok özledim deli gibi...

    Oya-Bora şarkıları ile büyümüş şanslı bir nesil olarak bu şarkının hayatımızdaki önemi büyüktür. Herkesin kendine göre uydurduğu kareografisiyle bağıra bağıra söylediği bu şarkı şimdilerde çok manidar.

Bildiğimiz üzere cep telefonları korkunç derece radyasyon yaymakta. Teknoloji ile doğru orantılı olarak artan radyasyondan kurtulmak için çeşitli yollar denense de işin içine moda ilk kez katılıyor.
Renk renk çevirmeli telefon ahizeleri şimdilerde aldığı isimle retro-ahizeler hayatımıza girmekte.

Ünlü modacı Nur Yerlitaş önderliğinde üne kavuşan bu cep telefonu ahizeleri artık Turkcell bayilerinde de satılacakmış.
Şimdi sorum şudur ki Nur Hanım her çantasına uysun diye 12 rengini de almış. (Almış derken kendisi o ahizeyi taşımak için yani reklam için ne kadar almış o da merak konusu...)
Peki 12 tane Hermes'i var mı? Merak içindeyim...
Mor Hermes'ime mor ahize...

Yeni çıkan herhangi bir ürün için ünlü kullanımının ne kadar etkili olduğunu görmekteyiz. Hülya Avşar ve Bade İşçil gibi popüler insanlar da bu retro ahizeleri kullanmaya başladıktan sonra büyük ihtimal satış patlaması yaşanacaktır. Radyasyonu %96 azalttığı için moda dışında sağlık açısından da ilgi göreceğe benziyor.





Mary Katrantzou in Wonderland !

Mary Katrantzou...
Kumaşı tablo haline getiren tasarımcı. Düşünüyorum da karşımda Mary Katrantzou imzalı elbise giymiş bayan görsem gözlerimi alamazdım. Giydiği elbise balkonlu mu? saksılı mı? yemek masası nasıl? penceresi nereye bakıyor? gibi manasız sorular sormama neden olurdu... Giydiği elbise ile insanı hayal alemine sürükleyen, elbiseden fazlasını sunan büyük tasarımcı.

LFW'de yine yeni sezonu ile döktürmüş. Başka alemlere götürmüş, düşündürmüş, taşındırmış...

Ama ben şimdi SS 2011'de bayıldığım parçaları paylaşacağım...

  

Scotch & Soda Yakında Nişantaşı'nda !

    Nişantaşı'nın absürd alışveriş merkezi olarak nam salan City's'den bir marka daha kaçtı. İn ve cinin mütemadiyen top oynadığı Gloria Jeans de kapandı. Yerine hangi talihsiz yeme-içme markası getirtilecek kim bilir. Dünyada örneği olmayan bu çok katlı AVM, başarısızlık tez konusu olabilecek nitelikte...

City's'in tam karşısına Scotch & Soda mağaza açtı açacak. Hollanda merkezli, çoğumuzun bildiği, pazara ihraç fazlası güzel sweatshirtlerinin nadiren düştüğü spor giyim markası.

Özellikle erkek giyiminde seçeneklerin kısıtlı olduğu ülkemizde öncülerden olabilecek, Diesel tarzı spor şık ve bence kumaş olarak daha kaliteli, fiyat açısından daha uygun, özellikle gömleklerini çok beğendiğim, benim gibi rahatına düşkünlerin markası olacak trendy marka.

Vitrinin Kadarsın Vol. 2

   İspanya seyahatimde blogum için yapmayı planladığım ilk şey ilginç vitrinleri fotoğraflamaktı.
Barselona'daki La Rambla(s) Caddesi bizim Bağdat Caddesi'nin 2 kat genişi ve uzunu denebilir. Günün her saati inanılmaz kalabalık. Sokak sanatçıları her yerde olduğu gibi burda da ilgiçekici.
Malesef ne Barcelona'da, ne Sevilla'da, ne Toledo'da ne de Madrid'de waauuwwww denebilecek bir vitrinle karşılaşmadım (Grana'dayı yazmadım çok görgüsüz olurum diye).
En azından her zaman her yerde olduğu gibi Chanel'ın Barcelona mağazasının vitrini ilgi çekici sayılırdı. Tüm Chaneller ile aynı vitrin düzenine mi sahip onu bilemiyorum ve şuan bu sorumun cevabı 200 metre aşağıda olsa da kalkıp gidip bakamayacağım. Zaten fotoğrafını da çekmek yasakmış vitrinin ! ne saçma.

 LV tüm dünyadaki mağazalarında aynı vitrin konsepti izlediğinden (küresel vitrincilik adını taktım) şaşırtıcı bir durum yok.