30 Kasım 2012 Cuma

Mavi Önlüğüm Vardı Benim.

    İlkokul birinci sınıftayım. Birinci sınıfta okuyorum ama daha beş yaşındayım. Olan bitene anlam veremiyorum, ki annem ve babam öğretmen. Okul benim için anne ve babayla arada sırada gidilen, herkesin sana ilgi gösterdiği toplama kampımsı bi yer...

Garip bir durum; ki ben sürekli aynı sınıfa gidip, aynı sıraya oturuyorum, annem sadece bazı tenefüslerde yanıma geliyor sonra gidiyor. Bu şuursuzluğum sanırım ilkokul üçüncü sınıfa kadar sürdü. Her şey çok saçmaydı burada benim ne işim vardı? Öğle tenefüslerinde yemek yedikten sonra kızlı erkekli grup kovalamaca oynardı amaç kızların önlüklerinin bağını çözmekti. Böyle saçma oyun mu olur yahu diye düşünür bankta oturup onları izlerdim. 
Taaa o zamanlardan başlamış banklara olan sevgim... Okulu hayatım boyunca sevmedim ama hayatım boyunca da hep okudum...

    Kendi içimde tüm bu kaosu yaşıyorken şimdilerde düşünüyorum ben nasıl okumayı sökmüşüm, aferin bana.

Şimdilerde okulda serbest kıyafet dönemi başlıyor. Merhaba her sabah evde yaşanılacak sinir stres, merhaba o marka kazağı-gömleği olmadığı için dışlanacak çocuk...

    Çocuklar can yakmayı severler bazılarıysa bununla beslenir ama garip olanı şu ki hayatta hep onlar kazanırlar. Çeteleşmenin farklı örneklerini göreceğimiz bir süreç yaşayacağız. Umarım bu saçma karar kalkar diyeceğim ama artık çok geç...



      Mutfak Sanatları Akademisi'nin bu afişi beni gülümsetti. Başarılı bir çalışma olmuş :)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder